Son akşam yemeği


0

”Aşk korkunç ve geri dönüşümsüz bir kavramdır.

Aşk sevinç değil, zevk değil, tamamen iyileşmeyen hassas ve her an kanayan bir yaradır…”

Hele hele çok hastalıklı, tehlikeli ve çarpık ilişkiler söz konusuysa, aşk kanaması zor durdurulabilecek bir yaradır 🙁

Bu kanamaya sebep olan kişi veya kişiler ortadan kaldırılsa bile…

Anna Kaplan çok değişik, ama çarpıcı bir dille sarsıcı olaylar anlatmaya niyetlenmiş.

Başarılı da olmuş. Etkilenmemek elde değil…

Öyle ki, ara sıra kitabı okumaktan vazgeçmek de buna dahil. Ama uyandırdığı merak ağır basınca, okumaya devam ediyor insan 🙂

Niye vazgeçmek istiyor insan sorusuna gelince…

Çünkü bu kitapta her şey ters ve yanlış 🙁

Hiç olmaması gereken yerde, hiç olmaması gereken şekilde yaşanıyor ve yaşatılıyor her şey.

Ama söz konusu aşk ve kıskançlık olunca, mantık ne yazık ki ortadan kaybolabiliyor 🙁

Bu kitapta öyle bir kayboluyor ki, kişilik bölünmesi ve sinir krizi maskesi arkasına saklanan bir kadın, kardeşini bile öldürebilecek ve bundan mutlu olabilecek hale geliyor 🙁

Ama temelinde korkuyu, şiddeti ve cinayeti barındıran bir ilişki, elbette ki aşkı barındıramaz.

Bu kitabı okusanız da olur, okumasanız da olur 🙂

Bence yani…

 


Like it? Share with your friends!

0
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir