Noviembre


0
5 shares

”Sanat içinde geleceği barındıran bir silahtır”

Çok uzun zamandan beri bu kadar güzel bir film seyretmemiştim. Gerçek bir olaydan yola çıkarak anlatılan muhteşem bir hikaye 🙂

Heyecanlanarak, meraktan nefesimi tutarak, yer yer panikleyerek seyrettim. Eğlendim, hüzünlendim, umutlandım, ama filmin sonunda boğazıma bir bıçak saplanmış gibi hissettim 🙁

Sokak tiyatrosu yaparak, dünyayı değiştirmeye niyetlenen Alfredo karakterini uzun süre unutamayacağım.

Daha filmin başında, sırt çantasından sarkan tahta kuklasıyla kalbimi kazandı 🙂

Özürlü kardeşi için yapmış olduğu o kuklayla kendi dünyasını değiştirerek, sanatın neler yapabileceğini herkese göstermeye niyetlenen bir hayalperest.

Kılıktan kılığa girebilen, süper bir doğaçlama yeteneği olan; bilindik oyunculuk yöntemlerinden hoşlanmayan, kurallara meydan okuyan ve en önemlisi de sanata parayı bulaştırmamak için her şeyi göze alan, çılgın bir adam.

Ona göre, ”parayı kabul etmek, sanatı satmak” demektir.

Ona göre ise tiyatro, ”insancıl bir iletişim ve insanların birbirini anlamasını sağlayan eşsiz bir yol”. Özellikle de sokak tiyatrosu.

Yazılı bir metin olmadan, gerçek olayları ele alarak, eleştirel bir yaklaşımla ve halkla iç içe gerçekleştirilen bu gösterilerin amacı halkı tepki göstermeye teşvik etmek.

Popüler tiyatrodan çok daha eleştirel, çok daha agresif, her türlü riski göze alan, bağımsız, ücretsiz ve devrimci bir tiyatro.

”Kasım kumpanyası” adlı bu oluşumun katı kuralları olan ”Kasım Manifestosu” nun en önemli kuralı, şartı: ”Ne olursa olsun hiç kimse, hiçbir zaman ihanet etmeyecek”.

Alfredo’nun öncülüğünde gencecik insanların oluşturduğu bu kumpanya bir sürü oyun sergiliyor: ”Ateşli kadın”, ”Şeytanın masum bebekleri”, ”Unutulmuşlar”, ”Kahrolası TV”, ”Cinayet”, ”Mesih”…

Her türlü zorluklara katlanarak ve bedel ödeyerek gerçekleştirilen gösteriler.

Ödenen en ağır bedel ise, kraliyet tiyatrosunda gerçekleştirilen gösterinin sonunda Alfredo’nun ölümü elbette ki 🙁

Onun o sahnedeki son sözleri bir uyarı, hepimize atılan bir tokat gibi adeta…

”Bizler, sanatın kalpleri değiştirebileceğine inanıyoruz. Sanat insanlara yaşadıklarını hissettirebilir. Sanat topluma şuur getirir. Bizleri daha iyi birer birey yapar. Sanat evrensel olabilir. Sınırsız, her türlü dinden ve ırktan bağımsız. Sanat bir silah olabilir, ama dekor asla”.

Bu sözlerin üzerinde ne kadar düşünsek azdır bence.

Hele de aynayı kendi ülkemizdeki sanata çevirirsek. Çünkü bizim de bazı sanatçılarımız, ”Sanat içinde geleceği barındıran bir silahtır” diye bağırıyor yıllardır. Onların sesini duyanların ve duymayanların yaptıkları ortada.

Mutlaka, ama mutlaka seyredilmesi gereken bir film 🙂


Like it? Share with your friends!

0
5 shares
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir