8 saniye …


0

Farklılığın bedelini çocukluğumdan beri fazlasıyla ödemiş bir kadın olarak, ben bu filmi fazlasıyla sevdim 🙂

Hatta ilaç gibi geldi!

Yalnız olmadığımı ve hayatımda verdiğim bütün kayıplara rağmen, çizdiğim yolda devam etmem gerektiğini bir kez daha anladım 🙂

Çünkü ben de çocukluğumdan beri gelgitler yaşayan bir kadınım…

Benim gelgitlerim hissettiklerimle, hayallerim arasında 🙁

Hissettiklerimi değil başkalarına, kendime bile söylememeyi öğrenmek zorunda kaldım. Çünkü hissettiğim her şey çıkıyordu ve bu etrafımdakileri, ama en çok da beni korkutuyordu 🙁

Bu yeteneğimi susturmayı, köreltmeyi denedim. Olmadı 🙁

Sonra hissettiklerimi hayal dünyadakilerimle harmanlayarak, korkularımı yenmeyi denedim, öğrendim ve bu da zamanla benim farklı olma hastalığımın en iyi ilacı haline geldi 🙂 Yani yazmaya başlamak ve devam etmek benim kurtuluşum oldu 🙂

Ben de çocukluğumdan beri Allah’la konuşmayı sevdim. Hala da seviyorum…

Onu hayatımın rehberi ilan ettim. Kimsenin göremediği ve göremeyeceği varlığı, ben istediğim zaman gördüm ve varlığını hissettim. Gözlerimi kapatmam yeterli oldu bunu yapabilmek için 🙂

Ona hep Allah dedeciğim diye hitap ettim! Ölene kadar da öyle hitap etmeyi düşünüyorum…

Hayatım boyunca farklılığımın bana getirdiği yalnızlığı onun sayesinde unuttum, sevdim ve ona sarılıp, bana yaşatılan travmaları atlattım 🙂

İlk nefesimden, son nefesime kadar benim yanımda olacak, sevdiğimden daha çok beni seven rehberimin sayesinde, artık hiç kimseden ve hiç bir şeyden korkmamayı öğrendim…

Onun sayesinde de önce kendimi, sonra da herkesi affederek; kendi kendimi mutlu etmeyi, kendime iyi bakmayı, kendime yetmeyi ve bütün bağlılıklarımdan ve bağımlılıklarımdan kurtulmayı da öğrendim 🙂

İşte budur benim cevabım 🙂 Neye mi?

Filmin, ”Ömrün sadece 8 saniye olsa ne yapardın, nasıl yaşardın?” sorusuna 🙂 🙂 🙂

Eminim, bu filmi seyreden her kadın kendinden bir şeyler bulacaktır…

Çünkü yönetmen,yani Ömer Faruk Sorak, bir kadının ruhunda dolaşanları milim milim işleyerek, ekrana çok güzel yansıtmış 🙂

Hikayesini anlattığı kadının da ta kendisini filme oynatarak, filmin başarısını da kat kat arttıracaktır 🙂

Esra İnal, damdan düşer gibi bu filmle hayatımıza girdi, ama kolay kolay çıkmayacak gibi…

Çıkmasına izin vermeyeceğiz yani 🙂

Bize, bizi hatırlattığı için, bizi bize emanet ederek, özgürlük yolculuğuna davet ettiği için teşekkürler!

Evet, farklı olmak suç değildir!

Kendini, kendine emanet edip ve bu emanete her şeye rağmen sonuna kadar sahip çıkmak da suç değildir!

Hele hele özgürlüğün peşinden koşmak hiç suç değildir!

Biran önce gidip, bu filmi seyredin derim! Pişman olamayacaksınız 🙂 🙂 🙂


Like it? Share with your friends!

0
Meliha Doğu

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir